Geçtiğimiz günlerde yaşanan korkunç bir yangın olayı, çevresinde büyük bir panik ve korkuya yol açtı. Alevlerin ortasında kalan talihsiz bir kişi, yaşadığı dehşeti ve hissettiklerini anlatırken, "Etim eriyormuş gibi yandığımı hissettim" sözleriyle adeta tüyler ürperten bir deneyimi gözler önüne serdi. Bu olay, yangın güvenliği konusunun ne denli önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı.
Yangın, şehir merkezine yakın bir bölgede, bir apartman dairesinde meydana geldi. Henüz bilinmeyen bir nedenle çıkan alevler, kısa sürede etrafı sarmaya başladı. Olay anında evde bulunan 35 yaşındaki Ali Yılmaz, yangının ortasında kalmaktan dolayı büyük bir panik yaşadı. Yangının şiddetiyle birlikte içerideki hava hızla ısınmaya başladı ve nefes almakta zorlanmaya başladı. Komşularından birinin alevleri görmesi üzerine hemen itfaiye ekiplerine haberdar edildi. Ancak, yangının büyümesiyle birlikte yardım gelene kadar Ali'nin aklında yalnızca hayatta kalmak vardı.
Ali Yılmaz, olayı anlatırken yaşadığı korkuyu gözyaşları içinde dile getirdi. "Alevler etrafımı sarınca ne yapacağımı bilemedim. Bir an kendimi itfaiyeye ulaşmaya çalışırken buldum ama o alevlerin arasındayken bir türlü ilerleyemedim" dedi. En nihayetinde, kaçış yolu bulmayı başardı ve balkonun dışına çıkarak yardım istedi. Çevredekilerin yardımı ve itfaiyenin zamanında müdahalesi sayesinde Ali kurtarıldı. Ancak yaşadığı psikolojik travma, onu yakacak cinsten oldu. "Yangın söndüğünde bile içimdeki korku hiç dinmedi. O an etim eriyormuş gibi yandığımı hissettim ve hala o anı unutamıyorum" şeklinde konuştu.
Bu olay, yalnızca Ali Yılmaz'ın hayatını değil, çevre halkının da güvenliğini tehlikeye attı. Yangın sonrası yapılan değerlendirmelerde, yangın güvenliği konusunda alınması gereken önlemlerin önemi bir kez daha gözler önüne serildi. Uzmanlar, yangın güvenliği konusunda bilinçlenmenin önemine vurgu yaparak, her evin bir yangın alarmı ve yangın söndürme cihazıyla donatılması gerektiğini belirtti.
Son yıllarda dünya genelinde yangın kazalarının artması, bu tür olayların ne denli ciddi sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor. Ali Yılmaz’ın yaşadığı bu travmanın bir örnek teşkil etmesi, yerde kalan alevlerin alışılmadık korkulara neden olabileceğini açıkça gösteriyor. Yangın güvenliği, yalnızca bireyler için değil, toplumsal bir sorumluluktur.
Yaşanan bu facianın ardından, mahallede yangın tatbikatı yapılması ve halkın bilinçlendirilmesi amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlenecek. Ayrıca, yangın güvenliği uzmanları tarafından bireylere yangın anında nasıl hareket edilmesi gerektiği konusunda eğitimler verileceği bildirildi. Ali Yılmaz ve ona benzer durumlarda kalan kişilerin yaşadığı sıkıntıları da göz önünde bulundurularak, acil durumlarda halkın nasıl bir araya geleceği ve destek sağlayacağı konularında bilinçlenmelerinin büyük bir ihtiyaç olduğu anlaşıldı.
Her ne kadar bu tür olaylar korkunç olsa da, Ali Yılmaz’ın yaşadığı olay yaşanmış bir trajedi olarak kalmamalı ve gelecekte başkalarının başına aynı durumun gelmemesi için bir ders olmalıdır. Yangın güvenliği sadece bir evin ya da iş yerinin değil, hayatların korunması için de en önemli unsurlardan biridir. Bu nedenle her bireyin yangın güvenliği ile ilgili bilgi ve becerileri artırması gereklidir. Yangın alarmları, yangın söndürücü cihazlar ve düzenli tatbikatlar, bu tip korkutucu anların önüne geçmek için şarttır.
Sonuç olarak, Alevlerin ortasında kalmanın ne demek olduğunu bir kez daha anladık. Ali’nin yaşadığı bu olayı unutmamalıyız. Yangın güvenliği konusunda farkındalığımızı arttırmalı, evlerimizi ve iş yerlerimizi güvenli hale getirmek için gerekli önlemleri almalıyız. Alevler bir daha böyle bir dehşeti asla yaşatmasın!.